GÜNÜMÜZ EDEBİYATSIZLIĞINA KARŞI

AL KLAVYEYİ PARÇALA!!!

EDEBiYAT SINIRSIZDIR

ihsan raif hanim

İHSAN RAİF HANIM


1877'de Beyrut'ta dünyaya geldi. Vezir Köse Raif Paşa'nın büyük kızı. Babasının görevi nedeniyle pek çok yer gezdi, insan tanıdı. Özel olarak müzik, edebiyat ve Fransızca dersleri aldı. Küçük yaştan itibaren edebiyata ilgi duydu. Ali Bey, Şehabüddin Süleyman Bey, Mühtedi Hüsrev bey'le evlendi. Döneminin şairlerinden Rıza Tevfik'in etkisiyle halk şiri tarzında hece vezniyle şiirler yazdı. Hece veznini kullanan ilk kadın şairlerimizden. Sade bir dili, yalın bir anlatımı var. Bu şiirler, kadınsı, aşk dolu ve yoğun duygu içerikli. Şiirlerinden bazılarını kendisi, çoğunu da diğer sanatçılar besteledi. İhsan Raif Hanım'ın şiirlerinden bestelenmiş şarkılar günümüzde de dinleniyor. 1926'da Paris'te yaşamını yitirdi. Rumelihisarı Kabristanı'na defnedildi. "Göz Yaşları" adında bir şiir dergisi çıkardı.

ESERLERİ:

ŞİİR:
Göz Yaşları (1914)
Kadın ve Vatan (1914)


AĞLARIM

Neden gülmesin gül gibi yüzler
Niçin ağlasın o güzel gözler
Niye sevgiye sevimsiz sözler
Söylenir diye şaşar ağlarım

Şu gördüğünüz rengarenk çiçek
Sevdalı bülbül, arı, kelebek
Yek diğerini bırakıp gidecek
Vefasızlığa bakar ağlarım

Solmasın dersin sümbülüm, gülüm
Yâri elinden alacak ölüm
Bütün dünyayı inletse ünüm
Çaresizlikten coşar ağlarım

Neşe gizlenir, çöker bir melâl
Her vücud, her şey mahkum-ı zeval
Son nefese kadar tükenmez cidal
Tükenmez derdim sayar ağlarım


 HİCRAN

Ağaçlar devrilmiş çiçekler solmuş
Âşıklar meclisi selhâne olmuş
Billûr peymâneler kanlarla dolmuş
Ses sedâ kesilmiş meyhanelerde

Bülbül yuvasına baykuşlar konmuş
Lâleler üstünde kızıl kanlar donmuş
Kimler kan ağlamış, kim gülmüş, önmuş
Şu harab edilen boş lânelerde

Atılmış bir yana ney, keman, rübab
Ezilmiş kalemler, yırtılmış kitab
Kırılmış kanunlar, dökülmüş şarab
Ecel şerbeti mey peymânelerde

Çiğnenmiş duvaklar, elmaslı taclar
Yolunmuş o güzel nâzenin saçlar
Sürünür yerlerde kanlı kırbaçlar
O bezmi zevk olan kâşanelerde

Bitmiş o evvelki saltanat, darat
Parçalanmış heyhat mızrabî hayat
Uğuldar her yanda bir seyli memat
Heyyula geziyor virânelerde

 GEL GİDELİM

Gün kavuştu, su karardı, beni üzme güzelim
Boynun bükük düşünme gel, ver elini gidelim
Kara, gümrah kirpiklerini kaldır, gözün göreyim
Ver elini, bak aşkına işte şahit yüreğim

Benim için her bir sözün kıymetlidir inciden
Gözyaşların akıtma gel, odur gönlüm inciten
Çiçeklerden taç öreyim, küçük güzel başına
Tel takılmaz altın gibi parıldayan saçına

Yaseminle hanımeli olur gelin askısı
O kabarmış sineciğin başım olur baskısı
Rüzgar okşar başımızı, güller bizi mest eder
Bülbül şakır, su şarıldar, neş'e gelir, gam gider

Bulutların arasından ışık verir ay bize
Yemin edip aşkımıza bakışırız göz göze
Ormanlıkta gönlümüzü birbirine bağlarız
Saadetin kemaline doya doya ağlarız
Aşk kafidir, ver elini düşünme gel gidelim 
Bugün 10 ziyaretçi (13 klik) kişi burdaydı!